Küresel piyasalarda ABD dolarının silah olarak kullanılmasının beklenmeyen sonuçları ne olacaktır?

Ons altın ve Bitcoin bu durumu nasıl kullanıyor?

Küreselleşme acaba bir tersine dönüşe mi tanıklık ediyoruz? Rusya’ya yönelik ağır yaptırımların uygulanması ve ABD dolarının bir zor silahı olarak kullanılmak istenmesinin beklenmedik sonuçları neler olabilir? 
 
Yılın ikinci çeyreğinde bulunduğumuz şu aralıkta küresel piyasalara hala belirsizlik hakim durumda. Ülkeler, kurumlar ve bireysel yatırımcılar böyle belirsiz bir ortamda portföylerini çeşitlendirmeyi tercih ettiğinden altın gibi güvenli liman varlıkları ve her ne kadar son dönemlerde fiyatı baskı altında olsa da Bitcoin gibi yatırım varlıkları bu ortamdan faydalanmaya çalışıyorlar.
 
Kurulması onlarca yıl alan ticaret anlaşmaları ve arz – tedarik zincirleri ciddi şekilde kesintiye uğradı. Bu kesinti Covid 19 salgını sebebiyle başlarken Doğu Avrupa’daki savaş Batı’nın Rusya’yı küresel ticaretten izole etmeye çalışan yaptırımları bu kesintiyi pekiştiriyor.
 
Rusya’nın 24 Şubat’ta Ukrayna’yı işgal etmesiyle ABD doları çeşitli finansal yaptırımlar aracılığıyla Rusya üzerinde baskı oluşturmak amacıyla bir silah olarak kullanılmaya başlandı. Örneğin Rusya’nın yaklaşık olarak toplam 640 milyar dolar değerindeki döviz rezervinin 300 milyar dolar civarındaki miktarı donduruldu. Buna ek olarak Moskova uluslararası ödeme sistemi olan SWIFT’ten çıkarıldı.
 
Federal Rezerv 1974 yılından bu yana altınla desteklenmeyen ABD dolarına olan itibara ve güvene zarar vermek istemiyor. Bu oldukça hassas bir konu. Bu hassasiyete rağmen ABD dış politikaları kendisiyle uyumlu olmayan bir ülkeyi SWIFT sistemini de kullanarak başka merkez bankalarının paralarına el koyabiliyor. Bu ABD dolarında yaratılmak istenen itibar ve güveni zedeleyici bir durum yaratıyor. 
 
Gelinen noktada Rusya kendi döviz rezervlerine el konulmuş olması sebebiyle doğal gaz ödemelerinin artık kendi para birimi olan Ruble ile yapılmasını istiyor. Çarşamba günü itibariyle Moskova Polonya ve Bulgaristan’a doğal gaz gönderimini durdurdu. Bunun sebebi bu ülkelerin doğal gaz satın alımını Ruble cinsinden yapmak istememeleri. Gazprom yaptığı açıklamada eğer Polonya ve Bulgaristan ödemeleri Ruble üzerinden yapmayı kabul edecek olurlarsa doğal gazın yeniden bu ülkelere gönderileceğini belirtiyor.
 
Gazın Polonya ve Bulgaristan’a gönderiminin durdurulması sonrası Avrupa’da doğal gaz fiyatları sıçrama yaptı.
 
Mart ayında Rusya petrol ve doğal gaz ihracatlarında alınacak olan ödemelerde dost olarak tanımladığı ülkelere esneklik sağlayacağını gerekirse ödeme olarak Bitcoin veya o ülkelerin kendi para birimlerini dahi kabul edebileceğini belirtmişti. Bu açıklamayı Rusya’da alt meclis enerji komitesinden bir yetkili açıklamıştı. Rusya, dost olmayan olarak tanımlanan ülkelerin ise ödemeleri Ruble cinsinden yapmaları gerektiğini belirtmişti.
 
Ve öyle gözüküyor ki bu şekilde düşünen sadece Rusya değil. Suudi Arabistan yakın zamanda Çin ile yaptığı aktif görüşmelerde petrol satışlarında Yuan kabul edebileceğini aktarmıştı. Bu kesinlikle ABD dolarının petrol alanındaki hakimiyetine potansiyel olarak zarar verebilecek bir hamle.
 
Küresel ölçekte birçok merkez bankası yöneticisi de benzer şekilde düşünüyor. Küreselleşmenin tersine döndüğüne dair işaretler bunlar.
Federal Rezerv Başkanı Jerome Powell geçtiğimiz hafta yaptığı açıklamalarda artık dünyanın çok farklılaşacağını belirtmişti.
 
Küreselleşmenin en azından son otuz yıldır yaşanan küreselleşmenin kesin olarak yavaşladığı görülüyor. Ukrayna’da belirgin olarak ortaya çıkan şey bunun bizleri daha parçalı politik ve ekonomik bir ortama sürükleyebileceğinin kesinliği.
 
Birçok ülke küreselleşmenin kendi ülkelerine olan faydasını ve yükünü yeniden değerlendirmeye aldı. Özellikle İngiltere’nin Brexit politikasıyla Avrupa Birliği’nden çıkmış olması ilk büyük sarsıntıyı getirmiş oldu. İngiltere’de Brüksel’de seçilmemiş bürokratlar tarafından oluşturulan politikalara uymaktan sıkılmıştı.
 
İstenmeyen ve beklenmeyen sonuçlar ne olur?
 
Bir tarafta jeopolitik risklerin tırmanmasıyla hatta bu risklerin sıcak çatışmalara dönmesiyle ve piyasalarda büyük belirsizlikler yaratmasıyla ABD dolarının bir güvenli liman ihtiyacıyla tercih edildiğini ve ABD dolar endeksinin son üç yılın zirvesini zorlamasıyla çok güçlendiğini görüyoruz.
 
ABD doları diğer fiat birimlerine karşı daha da güçleniyor. Doğru bir benzetme yapılacak olursa ABD zorlu bir mahallede en güzel ev olmaya devam ettiği sürece bu durum devam edecek. 
 
Ve de ayrıca Batı’nın Rusya’ya karşı uyguladığı yaptırımların başarısı ve buna ek olarak Rusya’nın Ukrayna’da çakılı kalmış hissini verdiği ve yaşadığı askeri zorluklar tüm bunlar ülkelerin ABD’yi kızdırabilecek bir hamle yapmadan önce iki kere düşünmeye zorlayan faktörlere dönüştü.
 
Bunlara ek olarak Federal Rezerv’in şahin duruşu ABD dolarını daha da güçlendiriyor. ABD gerek enflasyon veri içeriklerini yönetme gerek ise ekonomik büyüme beklentisi ve güçlü istihdam rakamlarıyla güçlü bir sıkılaştırmayı kaldırabilecek bir seviyede. Benzer bir para politikası sıkılaştırmasını Avrupa Birliği ekonomik görünümü çok iyi olmadığından yapamıyor. Tüm bu ayrıntılar ABD dolarını Euro karşısında daha da güçlendiriyor.
 
Bu durum ABD dolarının küresel rezerv para olmasını devam ettirip ettiremeyeceği konusunun tartışılmasını getiriyor. ABD doğal olarak bunu devam ettirmek isterken bazı ülkelerin özellikle dolardan zarar görmüş ekonomilerin temkinli adımlar attığı görülüyor.
ABD şimdilik dolarını başarılı bir şekilde silah olarak kullanabiliyor. Hatta ABD’nin tarafsızlığı ile meşhur İsviçre’yi SWIFT yaptırımlarına katılmaya ikna etmiş olması bu başarıyı gösteriyor.
 
Diğer taraftan Rusya’ya karşı uygulanan ağır yaptırımlar egemen ve bağımsızlığını önemseyen birçok ülkenin kendi konumlarını sorgulamalarını beraberinde getirdi. Bazı ülkeler portföylerini, rezervlerini çeşitlendirerek ABD dolarının potansiyel zararından uzaklaşmayı değerlendirmektedir. Ülke ekonomilerinin yatırımlarını çeşitlendirme ihtiyacının ortaya çıkması ons altın ve Bitcoin gibi yatırım varlıklarının işine yarayacaktır. İnsanlar finansal yatırımlarıyla kendilerini güven altına almak isterler.
 
Rusya örneğinde görüldüğü gibi eğer dolar yatırımcılara zarar verebilecek bir varlığa dönmüşse kişiler yatırımlarını altın ve onun dijital kuzeni olan Bitcoin’e yönlendirebilir.
Uygulanan yaptırımlar insanlara Rusya’nın bankalarda döviz rezervlerinin olmasının buna erişip bunu kullanabileceği anlamına gelmediğini açıkça gösterdi.
Küresel ölçekte neredeyse bütün merkez bankaları bu durumu görmekte ve bununla ilgili yeni değerlendirmeler yapmaktadır.
 
Küresel ölçekte ABD dolarının bir politik silah olarak kullanılıyor olması ve bunun devam ettirilmek istenmesi kesinlikle altının bu durumdan faydalanmasını getirecektir. Bağımsız ve egemen ülke merkez bankaları rezervlerini artık daha fazla çeşitlendirmeyi tercih edeceklerdir ve içerisinde bulundukları ödeme sistemlerinin risk değerlendirmesini yapacaklardır.
 
Ülkelerin rezervlerinde Bitcoin bulundurmaları için henüz çok erken. En büyük hacme sahip kriptopara olan Bitcoin henüz hala emekleme aşamasında ve çok dalgalı seyrediyor. Henüz merkez bankalarının Bitcoin satın almaya başlamaları için çok erken ama bu ihtimaller arasında kesinlikle bulundurulmalı.
 
Bir varlık sınıfı olarak Bitcoin bir çeşit teknoloji hissesi gibi davranıyor. Özellikle piyasalarda yatırımcıların risk algısının yüksek olduğu dönemlerde Bitcoin iyi bir performans gösteriyor. Stagflasyon veya yavaşlayan bir ekonomide Bitcoin’in bir emtia mı yoksa bir değer deposu olarak mı hareket edip etmeyeceğini henüz göremedik.
Yakın zamanda dile getirilen emekli fonlarında Bitcoin kullanılması önerisi eğer hükümet onayı alırsa ve düzenlemeler bu yönde yapılırsa bu yatırım aracı çok farklı bir yönde hareket edebilir.
 
IMF raporuna göre döviz rezervi olarak doların 2000 yıllarından bu yana kullanımının azalma eğilimi gösterdiği görülüyor. Bu oran %71 seviyesindeyken %60’a gerilemiş durumda. Bu aralıkta Dünya Altın Konseyi raporuna göre merkez bankalarının rezerv olarak tuttuğu altın özellikle gelişmekte olan ülkelerde artma eğilimini koruyor. Bu eğilim gelişmiş ülkelerde ise düşüyor.
 
YASAL UYARI:

Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri genel bilgilendirme amacı ile hazırlanmış olup yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler ise genel niteliktedir. Bu tavsiyeler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.
2022-04-28 13:43:04
Müşteri Hizmetleri
0212 603 05 63