Ons altın – ons gümüş : Maden arzının fiyat üzerindeki etkileri
Genel anlamda değerli metallerin madencilik zorlukları sebebiyle arzı giderek artmayacağından fiyatların her yıl artış göstereceği öngörülmektedir.
Ons altın ve ons gümüş üzerine yapılan analizler genellikle talep yönlü etkenlere odaklanma eğilimindedirler. Bu tarz çalışmalar göreli olarak arz tarafından kaynaklanan etkiye pek fazla önem göstermezler. Örneğin kısa vadeli faiz oranları ve ABD dolar endeksi beklentileri her iki değerli metal için negatif korelasyona sahipken ve bunlar fiyat üzerinde kısa dönemli önemli belirleyenler olurken madencilikten kaynaklanan arz uzun vadede her iki değerli metal fiyatları için önemli bir itici gücü oluşturur.
Son yıllarda altın ve gümüş madenciliğinden kaynaklı arz düşme eğiliminde. Küresel ölçekte altın madencilik arzı 2016 – 2021 yılları arasında %7 oranında düşüş kaydederken aynı dönem içerisinde gümüş madencilik arzı %8,5 oranında düşüş gösterdi. Bir başka şekilde söyleyecek olursak 2016 – 2021 yılları içerisinde toplam altın madencilik arzı 102,2 milyon ons’tan 94,4 milyon ons’a gerilerken aynı dönem içerisinde toplam gümüş madencilik arzı 826,7 milyon ons’tan 756,4 milyon ons seviyesine geriledi. Sadece bu arz değerlerinin azalıyor olması bile son yıllarda ons altın ve ons gümüş fiyatlarının neden desteklendiğini kısmen de olsa açıklamaktadır.
Madencilik arzının uzun bir dönem içerisinde değerli metal fiyatları üzerinde güçlü bir etkisi olduğu görülüyor. Ayrıca toplam altın arzı miktarındaki yıllık büyüme oranı ve ABD doları cinsinden ifade edilen altının gerçek fiyatı arasında çok güçlü bir ters ilişki vardır.
Bazı örneklere bakılacak olursa:
• 1965 -1980 yıllarında: Altın üretimi 1960’ların ortalarında toplam arzda %2,4 seviyesindeki büyüme oranından 1980 yılında %1,1 seviyesinde bir büyüme oranına geriledi. Aynı dönemler arasında ons altın fiyatı nominal olarak 35 $ seviyesinden 800 $ seviyesine sıçradı.
• 1981 – 1998 yıllarında: Altın üretimi bu dönem içerisinde ciddi bir sıçrama gerçekleştirdi. 1980’lerin başında arz yıllık %1,1 oranından yükselmeye başlayarak 1990’ların sonlarına doğru arz yıl başına %2 seviyesine çıktı. Aynı dönem aralığında ons altın fiyatı düşüş gösterdi. 1980’lerin başında ons altın 800 $ seviyesindeyken 1990’ların sonuna doğru keskin bir düşüş göstererek 280 $ seviyesine geriledi.
• 1998 -2009 yıllarında: Bu aralıkta toplam arz %2,1 seviyelerinden %1,5 seviyesine kadar daraldı. Bu durum ons altında bir boğa koşusunu tetikledi. Dönem başında ons altın 280 $ seviyesindeyken dönem sonuna doğru neredeyse ons başına 2000 $ seviyesine kadar yükseldi.
• 2009 -2016 yıllarında: Bu dönemde altın madencilik çıktısı yeniden artışa geçti. Dönem başında %1,5 olan toplam arz dönem sonuna doğru %1,8 seviyesine kadar yükseldi. Bu dönem aralığında 2011 yılında 2000 $ seviyelerinde zirvesini gören ons altın bu dönemin sonuna doğru 1300 $ seviyesine kadar geriledi.
• 2016 - 2020 yıllarında: Son dönemlerde toplam altın arzı yıl bazında %1,5 seviyelerine gerilediğinden ons altının yeniden 2011 zirvesini geçtiğini görüyoruz.
Ons altın ve ons gümüş fiyat hareketleri genellikle talep tarafından kaynaklı faktörlere atfedilir. Örneğin, 1965 – 1980 yıllarında ABD’de enflasyon ciddi seviyelere çıktığında ve ABD doları diğer para birimleri karşısında değer kaybettiğinde Federal Rezerv faiz oranlarını reel anlamda negatif seviyelerde tutmuştu. Bu dönemde değerli metal fiyatlarının sıçrama yaptığını biliyoruz. 1980 ve 1990’lar arasında ise bu durumun tersi yaşanmıştı. Federal Rezerv bu dönemde pozitif reel oranları korurken ons altın ve ons gümüş fiyatları düşüş kaydetmişti. 2002’den 2011 yılına kadar Federal Rezerv önce 2002 ve 2003’te reel faizi %1 seviyesine ardından 2009 – 2015 aralığında %0 seviyesine indirdiğinden ons altın ve ons gümüş fiyatları yükseliş göstermişti. Bununla birlikte on yıllardır süren boğa ve ayı piyasalarının oluşturulması için talep yönlü ve arz yönlü faktörlerin birleştiğini ama denklemin hiçbir tarafında altın ve gümüş fiyat hareketlerinden tek başına sorumlu olmadığı görülüyor.
Tarihsel verilerin bize gösterdiği ilginç olan şey şudur ki: ons altın yalnızca altın madenciliği arzındaki artışa olumsuz tepki vermekle kalmıyor aynı zamanda gümüş madenciliğindeki arz değişikliğine de olumsuz tepki vermektedir. Gümüş için sonuçlar biraz daha ilginç: ons gümüş, gümüş madenciliği arzındaki bir değişime kıyasla altın madenciliği arzında gerçekleşen bir artışa daha fazla olumsuz tepki veriyor
1977 ve 2021 yılları arasındaki regresyon (gerileme) sonuçlarına bakıldığında altın madenciliği ortalama arzındaki logaritmik %1’lik bir artış altın fiyatında logaritmik olarak %2,15 seviyesinde bir fiyat düşüşü, gümüşte ise logaritmik olarak %3,06 seviyesinde bir fiyat düşüşü yaratıyor. Bu arada gümüş madenciliği ortalama arzındaki logaritmik olarak %1’lik bir artışın altın fiyatında logaritmik olarak %1,88 seviyesinde gümüş fiyatında ise logaritmik olarak %1,72 seviyesinde düşüş yarattığı görülüyor.
Ayrıca bu regresyon sonuçlarının istatiksel olarak oldukça güçlü olduğu görülüyor. Altın ve gümüş madenciliği arzındaki değişikliklerin altın fiyatındaki yıllık değişimin %52’sini ve gümüş fiyatındaki yıllık değişimin %47’sini açıklayabiliyor. İstatiksel olarak bu kadar güçlü sonuçları rastgele elde etme olasılığı son derece düşüktür.
Peki bu durumda altın ve gümüş arzının gelecekteki durumuna ne olacak?
Şu aralıkta madenciliğin çok karlı bir işkolu olduğu söylenebilir. Her ne kadar ons altın fiyatı geçtiğimiz haftalarda 1700 $ seviyesinin altına gerilemiş olsa da bu fiyat seviyesi hala üretim maliyetinin çok üzerinde kalmaktadır. Metal Focus dergisinin tahminine göre bir ons altının nakit üretim maliyeti 768 $, işin sürdürülebilirlik maliyetleri de eklendiğinde bir ons altın üretim maliyeti ise 1068 $ seviyesinde gerçekleşmektedir. Bu da altın maden işletmelerine %60 üzerinde bir kar marjı sağlamaktadır.
Benzer bir şekilde Metal Focus’un tahminlerine dayanarak, bir ons gümüş üretiminin nakit maliyeti 3,88 $ seviyesinde gerçekleşirken işin sürdürülebilirlik maliyetleri eklendiğinde bir ons gümüş maliyeti 10,88 $ seviyesine çıkmaktadır. Bu durumda da maden üreticilerine gümüş için %80 seviyesinin üzerinde bir kar marjı sağlamaktadır.
Bu sebeple madencilerin yalnızca ekonomik nedenlerle üretimi kısacaklarını veya keseceklerini düşünmek için bir özel bir sebepleri yoktur. Gelecekte madenlerin geliştirilmesinde ek %25 seviyesinde yatırım maliyetleri eklense bile üretimin devam ettirilmesi için hala güçlü sebepler vardır. Bununla birlikte sektöre yatırım yapabilmeyi engelleyebilecek çevresel veya politik sebepler olabilir. Bu sebeple yüksek cari kar marjları mutlaka yakın gelecekte sektörde güçlü bir büyüme görüleceği anlamına gelmez.
Son olarak şu eklenmelidir ki, yeni madenlerden cevher çıkarmaya başlayabilmek için gereken süre göz önüne alındığında artırılan yatırıma rağmen gümüş ve altın üretiminde uzun yıllar güçlü bir toparlanma görülmeyebilir.
Genel anlamda değerli metallerin yukarıda bahsi geçen madencilik zorlukları sebebiyle arz giderek artmayacağından fiyatların her yıl artış göstereceği öngörülmektedir.
YASAL UYARI:
Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri genel bilgilendirme amacı ile hazırlanmış olup yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler ise genel niteliktedir. Bu tavsiyeler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.
2022-08-02 14:48:37
Seçtiklerimiz